DUA&ŞÜKÜR | GABRIELLE BONHEUR CHANEL

07 Aralık

Herkese Merhabalar:)

Evde oturuyorken blogu acıp bir şeyler yazayım dedim.Şükür dün alçım açıldı,12 günlük bir süreç sona erdi ancak şimdi bileklik kullanıyorum ayakkabıyla 30saniyelik mesafeyi 5dakikaya çıkartıyorum:)) Halinize şükredin valla hatta benim halim de şükürlük dün hazır açılmış derken; ki doktorum 3 gün yürüme sonra istediğin yere git uyarısını dinlemeyip ayaklanıp evime 3vesait uzaklıktaki okuluma gittim.. Giderken sanki halime şükretmem için bir ama(şapkalı a yı bulamadım) genç kız gördüm daha sonra tekerlikli sandalyede birini gördüm.Bana bu halimle tanımadığım insanlar  yerini verdi karşıdan karşıya geçmeme yardım ettiler.Düşünsenize hep birilerinin yardımı dahilinde yaşıyorsunuz bunları yaşarken kesinlikle gocunmadım hatta gün içinde Allah karşıma iyi insanlar çıkardı diye şükrettim, birine bağlı olmadan kendi ihtiyaçlarını gerçekleştirmek gerçekten büyük şükür inanın yanındaa bu kazayı geçirip an itibariyle bu satırları okuyan arkadaşlarım vardır.Hakkaten o kadar küçük bir kazaydı ki hani onlar bile şaşırdılar bu duruma. O yüzden ne zaman başımıza ne geleceğini bilemiyoruz.Ben kendi hayat standartıma yaşantıma göre Allah'a karşı yeterli şükürler sunmadığımı düşündüm.. Belki siz çok farklı dine,inanca sahipseniz dua ve şükür iletiniz daha farklıdır.

Şu sıralar bitirmeme ramak kalmış okuduğum bir kitap hayata daha geniş çerçeveden bakmama aracı oldu.Kitapta eski Türk Geleneklerini ve buna bağlı olarak Kam inancına(Şam) sahip olan bir kadının kayboluş hikayesini anlatıyor.. Beraber bulunması için dualar ederken kaybolan kızın ninesi ğöğe bakarak içini ferahlatıyor babası Hz.Ali'ye dua ederek arkadaşı ise ellerini kaldırarak duasını ediyor.Aslında her inançta dua vardır.Çünkü insanın duaya ihtiyacı vardır,birinden medet ummaya içini dökmeye ve bunların gerçekleşmesine bağlı olarak şüküre yani benim dinimde şükürün karşılığı olarak ibadet etmeye. Öyle yani şu sıralar evde olduğum günlerde kendimi dinlediğim için böyle hissiyatlarım ortaya çıktı ve bende kısa bir yazı yazmak istedim bunla ilgili umarım sıkmamışımdır

⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊⚊

Gel gelelim konumuza.Hazırlık okuyanlar bilirler bizde sistem her hafta rutin  ödevlerin haricinde bir writing ödevi bazı hocalar derste yazdırıyorken bazıları eve ödev veriyorlardı.Bu ödevi moda blogumun olduğu ve her defasında blog nasıl gidiyo diye soran Yakup Hocama ithafen yazmıştım.Bu haftalarda da bölüm dersi olarak akademik ingilizce dersi görüyoruz orda üşendiğimden aynı ödev çıktı ve hiç değişiklik yapmadan hocaya aynı ödevi verdim dedim bunu niye burda kullanmıyorum.Resmen bi ödev kaç yerde ihtiyacım oldu bu kadar olamaz.Taşlayın beni.. Bence modaya yön veren biri ama modaya yön vermesi dışında okuduğum kaynaklarda hayatındaki sansasyonellerden de bahsettirmiş biri zamanında bakalım moda yönü dışında hayatı nasılmış inceleyelim.. 

Gabrielle Bonheur Chanel
Ünlü moda tasarımcısı Coco Chanel,Gabrielle Bonheur Chanel olarak doğdu.Hala daha kullanılan stilde zamansız tasarımlar çıkartmayı başasarbildi.19 Ağustosta 1883 yılında doğdu yalnız ödevde 1983 yazmışım yanlışkla kadını ölüm tarihinden sonra doğurmuşum. Annesinin ismi Samur'da Jeanne Devolve imişş.. Sanırsam erken yaşta ölmüş ve temizlik işçisiydi babası aynı şekilde at arabası kullanan şöfor mü denir onlara bilmiyorum:))Öyle bir işe mensuplarmış.5kardeşe sahip olan Coco annesi öldükten sonra eğitim için kız kardeşiyle beraber Manastıra gitti.Aslına bakarsak pekte istekli gitmemiş babasının zoruyla gönderilmiş.

Zaten disiplini seven bir kızda değildi. Katolik Manastırları fazlasıyla disiplinli ve kuralları katı oluyor.Bu yüzden 18 yaşına geldiğin de kardeşiyle Manastırdan kaçtı.Bizim hanım hanımcık siyah elbiseli inci kolyeli Coco'muz pekde masum değilmiş.Ancak yaşam şartı o kadar da kötü değilmiş belki oraya gitmeseydi Coco Chanel diye biri olmayabilirdi,Manastır'da rahibeler dikiş dikmeyi öğretti ve oradan ayrıldığında bir terzinin yanında işe başladı ve orda ilk dikişlerini dikti ve subayların üniformalarını dikti ki bu konudaki yetenekleri malum çünkü 1930'lu yıllarda Atatürk'ün isteğiyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin üniformalarını tasarladı.Geçenlerde bir yazı okurken erkeklerin yani bizim türk erkeklerin niye bu kadar kötü giyindiği sorgulanıyordu ben demedim:)) hatta onedio'da bile popüler oldu ekşiden alıntıydı.. Yani zamanında Coco Chanel'le bile tasarlatıcak kadar giyime önem veriyorken şimdi niye bu kadar kötü stil çiziyolar anlam veremiyorum diye bir erkeğin erkeklere yönelik sorgusuydu ki bence çokda haklıydı.

Ve... Coco aşka düştü evet evli bir İngiliz subaya aşık oldu ancak çokda uzun sürmedi 3yıl gibi kısa sürede ayrıldılar. Gene magazinsel boyuta gelirsek gene bir aşk girdi hayatına Boy Chapel ile bir ilişkisi oldu. Boy Chapel yüksek soylu birisiydi aslına bakarsak Coco'nun hayatında Boy Chapel fazlasıyla önemlidir çünkü bazı fırsatlar vermiştir.Yani şöyle söyleyeyim ilk mağazasını Boy Chapel sayesinde açtı.İlişkileri 9 yıl sürmüştür ancak neden bittiğiyle ilgili net bir şeyler yoktur. Bi filmde hatırladığım kadarıyla Boy Chapel evlilik teklif ediyor ancak Coco kabul etmiyor,yıllar sonra pişman oluyor o gidiyor bu sefer Chapel evlenmiş ancak Chapel tekrar Coco'ya dönmek istiyor ancak araba kazası geçiriyor yani biraz şaibeli durumlar.

İlk mağazası


Bu işe ilk şapka tasarımıyla başlıyor ve 1910 yılına geldiğinde 21 tane şapka butiğine sahip oluyor.

1920lere gelindiğinde artık herkes tarafından tanınan ve kabul gören bir tasarımcı oldu ve elit sınıfına dahil oldu.Ancak 1939 yılında İkinci Dünya Savaşı başladığında tüm mağazalarını kapatıyor ve sadece evinde haute coture şeklinde dikti.O dönemlerde İsviçrede yaşadı daha sonra Paris'e geri döndü ve tekrar güçlendi. 1983 yılında ise hastalıktan vefat etti.



Umarım yazımı beğenmişsinizdir.Yorumlarınız benim için değerli 

Bunları da Beğenebilirsiniz

2 yorum

  1. blogumu yeni açtım bende beklerım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii hemen bakıyorum,sizin için hayırlı olmasını dilerim:)

      Sil